Osmanlı Devleti tarafından doğu sınırlarının korunması için Kars’ta yapılan ve adı Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 1 tabur askerin şehit olması nedeniyle ‘Kanlı Tabya’ olarak anılan Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi, son 1 ayda 3 bin 529 kişiyi ağırladı.
Türkiye’nin 3’üncü interaktif müzesi olma özelliğini taşıyan Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi, Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasıyla kente gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri oldu. 19’uncu yüzyılda, Rus ordularının istilasına karşı şehrin savunmasında önemli rol oynayan ve 1828’deki Rus saldırısının püskürtülmesi, 1855’teki Kars Zaferi’nin kazanılması, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında savunma amaçlı kullanılan ‘Kanlı Tabya’, 2018 yılında Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmesinin ardından turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Müzede canlandırılan, Sarıkamış Harekatı’nda donan askerlerin buğulu camdan gösterilmesi ve şehit olan askerlerin çarıkları ise ziyaretçileri duygulandırıyor. Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi’ni ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, 8 ana salonda 1828 yılından Cumhuriyet’in ilanına kadar bazı önemli olayları interaktif olarak görebiliyor.
Müzeyi gezerken tüylerinin ürperdiğini söyleyen Ünver Kilik, “Ülke kolay kazanılmadı. Bunları gördükçe insanın milli duyguları daha da kabarıyor, gurur duyuyor, mutlu oluyor. Beni bu müzede Sarıkamış ile ilgili slayt gösterisinin yapıldığı oda çok etkiledi. Askerlerin o halini gördükçe insan diyor ki ‘Ülkemizin kıymetini, değerini bilmemiz gerekiyor.’ İnsanlar bizim bugünlere gelebilmemiz için neler yapmış, ülkemiz için vatanımız için nelerden geçmiş. İster istemez bastığın toprağın ne kadar değerli olduğunu anlıyorsun. Vatanımızı, milletimizi, devletimizi olabildiğince korumamız, sevmemiz gerektiğini düşünüyorsun. Çok güzel bir yer. Bu tür yerleri gezmemiz görmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi’ni ziyaret ettiğinde çok duygulandığını söyleyen Zahide Ünlü ise “Ameliyathaneye girdim ve yaralıların durumunu görünce sanki gerçek gibi tüylerim diken diken oldu. Manisa’ya dönünce burada çektiğim fotoğrafları yakınlarıma göstereceğim. Ayrıca müzedeki askerlerin çarıklarını gördüm ve çok etkilendim. Müzedeki sesler de çok etkileyici sanki o yıllardaki karın içinden giden askerler bizmişiz gibi hissettim” dedi.
Bir Cevap Yazın