Aydın ve Muğla sınırları arasındaki Bafa Gölü, manzarası, eşsiz doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve çevresindeki tarihi kalıntılarıyla ilgi görüyor.
Milattan sonra 3’üncü yüzyıla kadar Ege Denizi’nin bir koyu olan, fakat Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonların önünü kapatmasıyla göle dönüşen ve Ege Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa, üzerindeki 5 küçük ada ve Heraklia Antik Kenti’yle dikkat çekiyor. Yanı başındaki 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu Latmos Dağı’nın gölgesinde kalan göl, ziyaretçilerine tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir manzara sunuyor.
Plankton ve su bitkileri bakımından oldukça zengin olan gölde birçok balık yaşama imkanı buluyor. Göl kıyısındaki mahallelerin sakinleri de geçimlerini büyük ölçüde balıkçılıktan sağlıyor. Vatandaşlar, göldeki yılan balıklarını avlayarak kazanç sağlıyor. Doğa ve tarihin iç içe olduğu Bafa Gölü, bölgeye gelen yerli ve yabancıların uğrak yerlerinden biri olarak öne çıkıyor. Olta balıkçılığı, doğa yürüyüşü, kampçılık, botanik turu, kuş gözlemi, manzara izleme gibi aktiviteleri gerçekleştirmek için bölgeye gelen ziyaretçiler, Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğu’nun egemenliğinde kalmış Heraklia Antik Kenti’ndeki kaya mezarları, Athena tapınağı, şehir surları ve agorayı da görme fırsatı buluyor. Göldeki adalarda manastırlar, kiliseler bulunurken, bunlardan en eskisi Yediler Manastırı olarak dikkat çekiyor.
Doğaseverlerden Aziz Özden, “Aydın’dan yola çıkarak arkadaşlarla birlikte Bafa Gölü’ne geldik. Gölden Yediler Manastırı’na patika yoldan ilerledik. Yaklaşık 2,5 kilometre yürüdük. Manastır Bizans döneminden kalmış. Latmos Dağı’nda bulunuyor. Doğasever ve yürüyüş gruplarının en çok uğrak yerlerinden birisi burasıdır. Yerli ve yabancı turistler de Bodrum’a giderken mutlaka manastıra uğrayarak buradan gölü ve doğayı birlikte izleme imkanı buluyor. Biz de çok beğendik. Herkesin görmesi gereken bir yer” dedi.
Bir Cevap Yazın