Haber7/ Esma BALCIOĞLU
İnsanoğlu tarih öncesi çağlardan bu yana dünyanın çeşitli noktalarına kentler kurdu. Kimi zaman zenginlik göstergesi olarak devasa heykellerle süslenmiş kimi zaman ise düşmanlardan korunmak için zirvelere inşa edilmiş bu kentler, geçmişin aynası gibi günümüzde ayakta duruyor. Dünyanın dört bir yanında kayalara oyulmuş, çok çeşitli mimaride farklı inançlardan, kültürlerden efsaneleri de barındıran ruhu olan antik kentler, tüm gizemleriyle keşfetmenizi bekliyor. Pek çoğu da UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan antik kentlerde zaman yolculuğu yapmaya hazırsanız listemizi sizler için hazırladık.
MACHU PICCHU- PERU
Gezginler tarafından en çok ziyaret edilmek istenen rotaların başında gelen Machu Picchu, Peru’da And Dağları’nın zirvesinde 2430 metre yükseklikte çok iyi korunmuş bir İnka antik şehridir. Aynı zamanda dünyanın yeni yedi harikasından biri olarak seçilen Machu Picchu’ya ulaşmak oldukça güç olsa da zirveye ulaştığınızda manzara karşısında tüm yorgunluğunuzu unutacaksınız. Şehir 1450’li yıllarda inşa edilmiş fakat şehirde çiçek hastalığı salgınının baş göstermesiyle terk edilmiştir.
Machu Picchu’nun kuruluş amacı hala gizemini korurken kentte 700’den fazla İnka asil ve din adamının yaşadığı düşünülmektedir. Güney Amerika’nın en çok ziyaretçi ağırlayan turizm merkezlerinden olan şehri, çökme riskine karşı günde yalnızca 2 bin kişi ziyaret edebilmektedir.
PETRA ANTİK KENTİ- ÜRDÜN
Kızıldeniz ve Basra Körfezi bölgelerinde önemli ticaret merkezi olan Petra, İsviçreli kaşif Johann Burckhardt tarafından keşfedilene kadar sadece göçebe Araplar tarafından bilinen kayıp bir şehirdi. Bir kanyonda gizlenmiş hala gizemini koruyan Petra Antik Kenti, Ürdün denilince akıllara ilk gelen, kartpostallara konu olan efsanevi bir mimari harikasıdır. Çölün ortasında gün içerisinde pembe, kırmızı, turuncu ve sarıya dönen Petra, sıra dışı bir halk olan Nebatiler tarafından inşa edilmiştir. Rengi nedeniyle “Rose City” olarak da bilinen kentin o dönemde kayaların nasıl böylesine oyularak muhteşem bir mimarinin ortaya çıkarıldığı merak konusu.
Petra, Indiana Jones filmleriyle de akıllarda yer etmiştir.
POMPEİ- İTALYA
İtalya’nın Napoli şehrinde bulunan Pompei Antik Kenti, bir kısmı hala gömülü olan antik Roma kentidir. Günümüzden tam 1936 yıl önce Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucu tüm şehir lavlarla kaplanmış ve insanlar taş kesilmiştir. Allah’ın cezalandırdığı şehir olarak da bilinen Pompei’de Romalılar şatafat ve gösteriş içerisinde yaşıyorlardı. Zenginlik içindeki halkın eğlenceye, kumara ve daha pek çok sapkın alışkanlığa sahip olduğu biliniyor. Fakat M.Ö 79 yılında harekete geçen Vezüv Yanardağı, 200 bin kişinin ölmesine, tüm şehrin tarihten silinmesine neden olmuştur.
Günümüzde ziyarete açık olan Pompei’de yeni bir efsane de ortaya atılmıştır. Antik kentte gezerken mozaik parçaları, paralar, deniz kabukları çalan turistler, bir süre sonra çaldıkları parçaların uğursuzluk getirdiğini öne süren mektuplar yazarak çalıntı parçaları iade etmeye başlamış. Efsanenin doğruluğu kesinleşmese de kazılardan sorumlu Profesör Massimo Osanna, özür mektuplarından oluşan sergi açmayı düşünmektedir.
TEOTIHUACAN PİRAMİTLERİ- MEKSİKA
Piramitler denilince akla ilk olarak gizemli Mısır piramitleri gelse de Meksika’daki Teotihuacan, kimler tarafından kurulduğu, neden terk edildiği bilinmeyen dünyada gizemi çözülememiş sayılı kentlerdendir. Nahuatl dilinde “tanrıların yaşadığı yer” anlamına gelen Teotihuacan’da ilk olarak Aztek’lerden daha ileri bir kültürün, sonraki yıllarda ise Zapotekler ve Mistekler gibi Maya toplulukların yerleşmiş olduğu bilinmektedir. Kentte hiçbir metin ve belge bulunmaması bilgi edinilmesini güçlendirmektedir.
Yaklasık 2 bin 500 yıl önce 200 bin civarı nüfusunun olduğu tahmin edilen Teotihuacan’da Güneş Piramidi, Ay Piramidi, Quetzalcoatl Tapınağı, saraylar ve tapınaklar yer almaktadır. Tapınaklar, gezegenlerin yerdeki yansımaları olacak şekilde inşa edilmiştir.
LONGMEN MAĞARALARI- ÇİN
Çin’de bulunan en büyük heykel yapılarından oluşan Longmen Mağaraları, Budizm’i yansıtan bir kent olarak 400 yıldır ayakta duruyor. Toplamda 2 bin 345 mağara ile Buda ve öğrencilerinin heykellerinden oluşan 100 bin heykele ev sahipliği yapan Longmen, kelime anlamı olarak “Ejderha Kapısı Mağarası” anlamına gelmektedir.
Longmen Vadisi’nin iki tepesine nehrin kıyılarına inşa edilen bu sanat eserleri, Çin’in taş heykel sanatının en yüksek seviyesini gözler önüne seriyor. Mağaralarda aynı zamanda güzel sanatlar, din, müzik, tıp, inşaat, ilaç, ulaşım el yazısı, müzik, giysi, süs eşyası konularını ele alan birçok kitap ve eşya da bulunuyor.
Bir Cevap Yazın