Hatay’ın dar sokaklarında bulunan tarihi Antakya evleri yeniden restore ediliyor. Geçmiş dönemde düğün salonu ve ibadet yeri olarak kullanılan iki eski Antakya evi, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek konuk evine dönüştürülüyor.
“Medeniyetler şehri” olarak anılan ve birçok kültürel zenginliği içerisinde barındıran Hatay’ın merkez ilçesi Antakya’nın tarihi sokaklarında yer alan 200-250 yıllık, taşlardan yapılmış tarihi evler, restore edilerek yeniden kent turizmine kazandırılıyor. Antakya’nın tüm karakteristik özelliklerini yansıtan evler, tarihi dokusu bozulmadan restore edilirken, geçmiş dönemde düğün salonu ve ibadet yeri olarak kullanılan iki Antakya evi konuk evine dönüştürülüyor. Yüksek taş duvarlı, süs havuzlu avlu ve etrafında odaların bulunduğu iki katlı tarihi yapı, artık şehir dışından ve yurt dışından gelen misafirlerini ağırlayacak.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, restore edilen 5-6 tarihi yapının olduğunu ve bu yapılara fonksiyonlar verdiklerini belirterek, “Şu anda restore ettiğimiz 5-6 tane önemli mekan var, bunları Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin parasından aldık. Bunları restore ettikten sonra, bu yerlere fonksiyonlar verdik. EXPO Evi, Gastronomi evi, Gali Konağı, Samandağ bölgesinde iki katlı bir mekan var orayı da restore ettik. Burası çok özel bir yer, eskiden düğün salonu olarak kullanılırdı. Aynı zamanda nişan, sünnet gibi törenlerde de kullanılan bir alandı. Avluda klasik Antakya evlerine uygun ağaçlarımız var. Geçmişte dönemde ibadet yeri olarak da kullanıldığını düşündüğümüz kilise tarzında duvarda bir yapılar var. Projeye uygun olarak restore ettiriyoruz. 10 odalı bir konuk evi olacak” dedi.
Amaçlarının özel sektörle rekabet etmek olmadığını belirten Başkan Savaş, “Hatay’daki bu tarihi dokular içerisinde restore edilip, fonksiyon verilebilir mekanlar olduğunu göstermek ve özel müteşebbise örnek olmak, aynı diğer yerlerde yaptığımız gibi. 10 odalı konuk evinde gelen misafirlerimiz kalacaklar. Tarihi bir alan ve bahçe içerisinde sabah kahvaltılarını da yapacaklar. Öğle ve akşam yemeklerini de ya bizim gastronomi evimizde ya da özel müteşebbisin olduğu yerde yemeklerini yiyebilirler. Biz bu bahçeye avlu diyoruz ama Antakya’da hayat derlerdi. Hayatın bahçe de olduğu yer anlamında derlerdi. İnsanların bahçe de oturdukları zaman hayat bulacakları bu mekanda ağaçların altında oturmanın zevkini tadacaklar hem de tarihi bir mekanın içerisinde dinlemenin zevkini tadacaklar. Eylül ayına kadar bitirmeyi temenni ediyoruz. EXPO’dan önce açıp önemli misafirlerimizi burada ağırlamak istiyoruz” diye konuştu.
Bir Cevap Yazın