Türkiye’nin UNESCO tarafından gastronomi dalında “yaratıcı şehirler” ağına dahil edilen üç kenti Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar’ın birbirinden eşsiz lezzetleri adeta damak çatlatıyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, dünya mutfağında önemli bir yere sahip Türkiye’de gastronomi alanında son yıllarda önemli gelişmeler yaşandı.İlk olarak 2015’te Gaziantep UNESCO tarafından gastronomi dalında Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edilirken 2017’de Hatay ve son olarak da 2019’da Afyonkarahisar bu unvana layık görüldü.
Binlerce yıllık tarihleriyle de ön planda olan bu lezzet durakları, Türkiye’nin gastronomi turizminde öne çıkıyor.”Gastronominin başkenti” olarak nitelendirilen Gaziantep’in mutfağı ise bu unvana yakışır bir zenginliğe sahip. Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) 51 lezzetine coğrafi işaret tescil belgesi verilen kentin ön plana çıkan lezzetleri arasında beyran, kebap çeşitleri ve baklava bulunuyor.
AB’NİN İLK TESCİLLİ TÜRK LEZZETİ: BAKLAVA
Tatlı denilince akla gelen ilk lezzet olan Antep baklavası, Avrupa Birliği’nin (AB) ilk tescilli Türk lezzeti olarak tarihteki yerini alıyor. İnce hamurlu, sade tereyağlı, fıstığın en değerlisi olan “boz fıstık” kullanılan ve her aşamasında yoğun emek verilen Antep baklavası günde ortalama 60 ton üretiliyor.
Ziyaretçiler şehrin hemen her caddesinde bulunan baklavacılara gidip bu lezzeti tadabiliyor.
GAZİANTEP’İN DİĞER LEZZETLERİ
Yüzlerce kazan yemeğinin yapıldığı kenti gezmeye gelenlerin tatmadan ayrılmaması gereken bir diğer lezzeti de beyran. Kimileri tarafından çorba, kimileri tarafından da ana yemek olarak kabul edilen beyran, 12 saat taş fırınlarda pişirilen kuzu eti ile haşlanmış pirinç, pul biber ve isteğe göre sarımsak karışımıyla harlı ateşte hazırlanıyor. Diğer kentlerde yapılanların aksine içine yağlı zırhtan geçirilmiş etin yanı sıra maydanoz, sarımsak, domates, biber ve yöresel ev salçalı bol baharat katılan lahmacun, taş fırınlarda pişirilerek lezzet yolculuğuna başlıyor.
Kentte bilindik kebap türlerinin yanı sıra patlıcan, yenidünya, sarımsak, soğan, keme ve domates gibi meyve ve sebzelerle üretilen kebaplar da ilgi çekiyor.
RENKLİ MASALARIN ZENGİN SOFRASI: HATAY
Binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapması dolayısıyla Osmanlı, Fransız ve Arap mutfağının da zengin çeşitlerini içinde harmanlayan gastronomi kenti Hatay, sahip olduğu 650’nin üzerinde yemek, meze ve tatlı çeşitleriyle her damak tadına hitap ediyor. Zengin mutfağıyla damakları şenlendiren kentte öne çıkan eşsiz lezzetleri arasında sıcak yemeklerden tepsi kebabı, soğuk mezelerden Antakya Tuzlu Yoğurdu ve tatlılardan ise Antakya Künefesi sofraları süslüyor.
Tatlı denilince akla gelen kentlerin başında yer alan Hatay’ın damakları tatlandıran lezzeti de Antakya Künefesi.Tel kadayıfın yöreye has tuzsuz peynirle bakır tepsilerde kömür ateşinde ağır ağır pişirilen Antakya Künefesi, üzerine sıcak şerbet dökülmesinin ardından sade, fıstıklı, kaymaklı veya dondurmalı olarak tüketiliyor.
Hatay’da közlenmiş biber, patlıcan, zeytin, nohut, domates, ceviz, gibi temel malzemeler kullanılarak yapılan yüzlerce çeşit meze de sofraları renklendiriyor.
EGE’NİN ZENGİN MUTFAĞI: AFYONKARAHİSAR
Ege Bölgesi’nin gastronomi kenti olan Afyonkarahisar, 2019 yılında UNESCO tarafından gastronomi dalında “yaratıcı şehirler” ağına dahil edilen son Türk kenti oldu. Yöresel isimlerle anılan birbirinden lezzetli yemekleri bünyesinde barındıran Afyonkarahisar’ın en ön plana çıkan lezzeti yıllık ortalama 20 bin ton üretilen Afyon Sucuğu olarak dikkati çekiyor.
Kentin bir diğer en çok bilinen lezzeti de kaymak. Adına maniler ve özlü sözler dahi yazılan Afyon Kaymağı, soğuk hava şartlarında 12 saatte oluşturuluyor ve kent genelinde 200 gramlık paketlerde satılarak hem kahvaltıların hem de tatlıların vazgeçilmezi oluyor.
Ekmek kadayıfı ve lokumla damaklarda lezzet bırakan kentin başka tescilli lezzetlerinden olan Afyon Kebabı’nın tadılabildiği şehrin diğer mutfak yemekleri arasında ilibada dolması, keşkek de yer alıyor.
USTALAR İLGİDEN MEMNUN
Gaziantepli beyran ustası Ahmet Çadır, AA muhabirine, kentin son yıllarda gastronomi alanında iyi bir ivme yakaladığını söyledi. Kente gelen ziyaretçilerin birbirinden lezzetli yemek ve tatlıları tatmadan kentten ayrılmadığını belirten Çadır şöyle konuştu “Son yıllarda özellikle günübirlik gelen ziyaretçiler oldukça fazla. Sadece yemek yemeye gelenler bile var. Sabah beyranla güne başlıyorlar ardından tarihi yerleri geziyor, öğlen vakti lahmacun yiyor, akşam ise birbirinden lezzetli kebapları yiyor. Kapanışta ise akşam saatlerinde baklava yiyen misafirlerimiz kentten ayrılıyor. Bizler de bu ilgi ve alakadan oldukça memnunuz.”
Afyonkarahisarlı sucuk ustası Ali İnci ise kendi hayvanlarını çiftliklerinde doğal besinlerle güzelce beslediklerini belirterek, “Etleri dinlendiriyoruz, dinlendirilen et doğal baharatlarla sucuk oluyor. Sucukları fermente olarak dinlendiriyoruz. Tüm Türkiye’ye gönderiyoruz. Vatandaşlardan olumlu tepkiler alıyoruz, Afyonkarahisar sucuğunu çok seviyorlar.” dedi.
Kaymak ustası Şükrü Pancar da Afyonkarahisar kaymağının özelliğinin, manda sütünden yapılması olduğunu belirterek, “Kaymaklar eski bakır kaplarda altı geniş, üstü dar olacak şekilde tencerelere bırakılır. Bir gün bekletildikten sonra dolaptan alınır, tekrar ısıtılmaya geçilir. Yani çift pişirme olur. Afyon kaymağının en güzeli de ekmek kadayıfıyla olmasıdır. Tatlılarımız kaymaksız olmaz.” diye konuştu.
Lokum imalatçısı Ahmet Önder ise Türk lokumunu dünyaya tanıtan kentlerin başında Afyonkarahisar’ın geldiğini, Afyon lokumunun en önemli özelliğinin manda kaymağıyla yapılması olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu “Afyonkarahisar’ımızın lokum çeşitleri çerezli ve meyveli şeklinde çoktur. En güzeli manda kaymaklı olanıdır. Müşterilerimiz çeşit yelpazesi geniş olduğu için istediğini tercih ediyor. Bizim lokumlarımız ülkemizin her yerinde beğenilir ve severek tüketilir.”
Hatay’da yaklaşık 30 yıldır tepsi kebabı hazırlayan kasap Hasan Kılıç da bu eşsiz lezzeti tatmak için kente gelen yerli ve yabancı birçok turisti ağırladıklarını dile getirerek, “İlk defa tepsi kebabı yiyen misafirlerimiz yemeğin çok lezzetli olduğunu belirtiyor ve memnun bir şekilde ayrılıyor. Herkesi bu lezzeti tatmaya bekliyoruz.” dedi.
Künefe ustası Fatih Uzunparmak ise künefenin gastronomi şehri Hatay’da apayrı bir yere sahip olduğunu belirterek çarşıya gelen turistlerin mutlaka yanlarına uğradığını anlattı. Hatay Gastronomi Evi Mutfak Şefi Süleyman Demirel de tatlı kadar 2020 yılında tescillenen Antakya Tuzlu Yoğurdu’nun da kent mutfağının vazgeçilmez mezelerinden biri olduğunu ve çok beğenildiğini aktardı.
MÜŞTERİLER LEZZETLERTEN MEMNUN
Müşterilerden İbrahim Parlakkılıç da Afyonkarahisar’da askerlik yaptığını, hayatı boyunca yemediği lokumu burada tattığını belirtti. Afyonkarahisar lokumuna hayran kaldığını dile getiren Parlakkılıç, “Terhis oldum, memlekete giderken bütün aileme lokum götüreceğim. Lokum, şerbetli tatlıların tahtını sallıyor. Özellikle manda sütlüsünü herkese tavsiye ederim.” ifadesini kullandı.
Mersin’den Hatay’a tatile gelen Ümit Kızıl ise tavsiye üzerine arkadaşıyla birlikte tepsi kebabı yediğini çok lezzetli bulduğunu söyledi. Kızıl, Hatay mutfağını eşsiz bulduğunu ve herkesin bu lezzetleri tatması gerektiğini sözlerine ekledi.
Bir Cevap Yazın