Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaklaşık 1 yıldır kapalı olan ve Çankırı Belediyesi tarafından “Yeraltı Tuz Şehri” diye adlandırılan tuz mağarası, astım, bronşit, akciğer hastalıklarının tedavisinin yanında farklı atmosferiyle de dikkati çekiyor.
Mağarada yaklaşık 200 yıllık olduğu değerlendirilen ve bozulmadan korunan eşek, tahnit edilmiş çeşitli hayvanlar ve çok sayıda heykel ve sanat eseri ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ziyarete kapalı tutulan mağara, normalleşme dönemiyle yeniden ziyaretçi kabul etmeye başladı.
Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, AA muhabirine, koronavirüs salgını nedeniyle bölgedeki çalışmalarda sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansının da desteğiyle mağaraya ilk etapta yaklaşık 15 milyon liralık yatırım yapacaklarını belirten Esen, “Şu anda proje aşamasındayız. Yaklaşık maliyetleri çıkarılıyor. İnşallah önümüzdeki yıl tamamen turizme kazandıracağız. Hedefimiz bir milyon ziyaretçiydi ama biraz daha yükselteceğiz çıtayı.” dedi.
Yeraltı Tuz Şehri’ne çok büyük bir rağbet olduğunu dile getiren Esen, “Turizme tam olarak açılmadığı dönemlerde yılda 180 bin ziyaretçi geldi. Hala çok büyük talep var. Çankırı’nın tanıtımı, gelişmesi, istihdamı anlamında çok büyük katkısı olacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
“ŞEHİRDE OLMASI GEREKEN NE VARSA MAĞARAYA ENTEGRE EDECEĞİZ”
Esen, mağarada turizme açık bölgenin 18 bin metrekare kapalı alana sahip olduğunu, buraya Yeraltı Tuz Şehri dediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Konferans salonları, kafeteryalar, çocuk oyun alanları, yürüyüş alanları, spor aktivitelerinin olduğu bir bölge olacak, sağlık turizmine ayırdığımız bir alan var. İnşallah ilerleyen süreçte orayı da faaliyete geçireceğiz. Yani bir şehirde olması gereken ne varsa bunları orada entegre etmeye çalışacağız. Bir tuz havuzumuz olacak. Rehabilitasyon merkezi anlamında böyle bir alan oluşturacağız.”
İstanbul’dan mağarayı ziyarete gelen Suat Yeniözdoğdu da içerideki görsellerin ve ambiyansın çok güzel olduğunu söyledi.
Mağaranın bozulmamış bir yapısı bulunduğunu, herkesin görmesi gerektiği bir alan olduğunu vurgulayan Yeniözdoğdu, “Kapıdan girerken insan biraz ürperse de içeri girdiğinde rahatlığı, ferahlığı hissedebiliyorsunuz. Biz de ailemizle geldik. Salgın tam anlamıyla bitmediği için insandan uzak, kimseye temas etmeden dolaşıp tatilimizi yapabileceğimiz yerler olarak düşündüğümüz için buraları tercih ettik. Herkes dikkat ederse salgını da atlatacağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Bir Cevap Yazın