Trabzon’daki Özel İpekyolu Müzesi’nde 18. yüzyıla ait altın süslemeli orijinal ciltli Kur’an-ı Kerim ile Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Hüsrev’in kaleme aldığı “Dürer” adlı 500 yıllık kitap, Trabzon Eyalet Meclisinin gümüş mührünün yanı sıra 500’ün üzerinde eser bulunuyor. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) tarafından 2014 yılında kurulan TTSO Özel İpekyolu Müzesi, Ortahisar ilçesine bağlı Pazarkapı Mahallesi’ndeki odanın hizmet binasının giriş katında yer alıyor.
Kurulduğu günden bu yana her yıl ortalama 10 bin kişinin ziyaret ettiği müze, geçen yıl yeni tip koronavirüs salgınının etkisiyle 2 bin 500 kişiyi ağırladı.TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu, AA muhabirine, Trabzon’un tarihi bir şehir olduğunu söyledi. Tarihi kaynaklarda Trabzon’dan her zaman ticaret merkezi olarak bahsedildiğinin altını çizen Hacısalihoğlu, “Hatta Fransız tarihçi yazar Charles Teksier diyor ki ‘Trabzon dünyada yaşayan en eski şehirlerden bir tanesidir.’ Aslında bu yaşama, Trabzon’un ticaret merkezi olmasından kaynaklandığı için yaşandı, bugüne geldi ve bundan sonra da böyle devam edecek.” dedi.
Hacısalihoğlu, bunu belgeleyen eserlerden birinin de geçmiş yıllarda Trabzon’da yapılan bir kazı sırasında bulunan, mitolojide ticaret tanrısı olarak da adlandırılan Hermes heykeli olduğuna dikkati çekerek, insan boyundaki bronz Hermes heykelinin Trabzon Müzesi’nde yer aldığını, heykele ait teknik bilgilerin de bulunduğu büyük ebatlı bir fotoğrafın Özel İpekyolu Müzesi’nde sergilendiğini aktardı. Bu tür gelişmelerin Trabzon’un yaşayan tarihi bir şehir olduğu gerçeğini her defasında ortaya koyduğunu vurgulayan Hacısalihoğlu, şu değerlendirmede bulundu “Bu da şu gerçeği ortaya koydu, Trabzon gerçekten yaşayan tarihi bir şehir. 6 bin yıl bir şehrin yaşaması kolay değil, hele bu kadar akınlarda, bu kadar devletlerin baskısında olan bir şehrin. Trabzon tarih boyunca birkaç defa tamamen yakıldı, yine aynı yerde şehir kuruldu ve ticari yaşantısı devam etti. Trabzon tarih boyunca bölgedeki devletler tarafından ‘ticaret yapılıyor’ diye özel koruma altına alındı çünkü herkesin burada bir menfaati vardı. Bu şekliyle günümüze kadar Trabzon bir tarihi şehir olarak geldi ve günümüzde de yapılan kazılarda görüyoruz, Trabzon’un her tarafından adeta tarih fışkırıyor. Tarihle ilgili de yine başka çalışmalarımız var, özellikle yer üstü ve yer altında. İnanıyoruz ki önümüzdeki süreçte kazılardan elde edilecek daha fazla bilgileri kamuoyuna açıklayacağız.”
ESER BAĞIŞLAYANLARIN İSMİ MÜZEDE YAŞATILIYOR
Hacısalihoğlu, müzede, 18. yüzyıla ait altın işlemeli orijinal ciltli Kur’an-ı Kerim, Fatih Sultan Mehmet’in hocası Molla Hüsrev’in kaleme aldığı 500 yıllık “Dürer” adlı kitap, 17. yüzyıla ait Arapça dua kitabı, 18. yüzyıla ait Trabzon Eyalet Meclisinin gümüş mührü, 18. yüzyıla ait imzalı gümüş divit, gümüş kakmalı hattat makası ile içinde ve dışında Arapça kelimelerin bulunduğu pirinçten yapılmış şifa tası, çeşitli dönemlere ait çok sayıda gümüş mühür ve madalyaların da yer aldığını söyledi.
Trabzon’un tarihinde kuyumculuk faaliyetlerinin önemli yer tuttuğuna işaret eden Hacısalihoğlu, 19. yüzyıla ait pirinçten yapılmış altın terazisi, ayrıca 15. yüzyıla ait ünlü Hattat Şeyh Hamdullah’a ait bir karalama çalışmasının da müzede yer aldığını, kentte tarih boyunca ne tür faaliyetler ön plana çıktıysa bunlara ilişkin objeleri toplamaya gayret ettiklerini anlattı. Hacısalihoğlu, 200 yıllık, Milano’dan getirildiği bilinen değerli bir avize, yine 200 yıllık Berlin’den kente ulaştırılan piyano gibi vatandaşların bağışladığı çok sayıda eseri de müzede korumaya çalıştıklarını ifade etti.
Müzenin esas özelliğinin bölgede bulunan eserlerin sergilenmesi olduğunu belirten Hacısalihoğlu, “Yaklaşık 500’ün üzerinde çok değerli eserimiz bulunmaktadır. Trabzon’un hep 4 bin yıllık tarihinden bahsederdik, bununla ilgili de bir eserimiz vardı burada ama son dönemde yapılan kazı çalışmaları neticesinde Milattan Önce’ye ait 2 mızrak ucu bulundu. Bunlar günümüzden itibaren Trabzon’un tarihini 6 bin yıla dayanan belgeler oldu. Bu iki eser de müzemizde sergileniyor. Dolayısıyla Trabzon’umuzu, bölgemizi ve ülkemizi tarihi eserlerle birlikte müzemizden tanıtmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Hacısalihoğlu, müzeye eser bağışında bulunanlara plaket verdiklerini, ayrıca eserin açıklama bölümüne isimlerini yazdıklarını dile getirerek, “Dolayısıyla bu kişilerin isimlerini müzemizde bu eserlerle birlikte belki çok uzun yıllar daha onları burada yaşatmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
Bir Cevap Yazın